Lider, güçlü ve kuvvetli bir Türkiye için çok daha ileri
bir duruma gelmeliyiz.
Bunun için ülkemizde istikrarlı bir şekilde kalkınmaya ve
ilerlemeye devam etmelityiz.
Devlet-Millet el ele verelim, nice güzel günlere varalım.
Herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir.
Ülkemizin ileri zengin ve güçlü bir
duruma gelmesi için milletimizin gayreti ve yüreği hep birlikte olmalıdır.
Siyasi,mezhebi,meşrebi,coğrafi farklılıkları bir kenara
iterek, vatanımızın bütünlüğü,milletimizin bölünmezliği,bağımsızlığımızın
korunması,bayrağımız,ezanımız ve tüm kutsal saydığımız değerlerimiz için her
zaman bir ve beraber olmalıyız.
Ülkesini seven,milletini seven bizler devletin malını
korumalıyız. Devlet malı emanettir. Emanete ihanet etmemeliyiz.
Hepimiz
harcamalarımızda israf etmemeliyiz. Lüzumsüz ve gereksiz harcamalara yer vememeliyiz.
Resmi ve özel kuruluşların harcama yetkilileri hiçbir
şekilde gereksiz harcamalara girmemesi gerekir. Yapılan her türlü harcamanın hem
bu dünyada ve de hem ahirette hesabı verilecektir.
Resmi ve özel kuruluşlar acilen tasarruf tedbirlerine
başvurmalıdırlar. Tasarrufu toplumsal
olarak sürdürmeli ve alışkanlık haline
getirmeliyiz.
Tasarrufla ilgili bu yazıyı çok zamandır yazmayı
düşünüyordum. Ancak şimdi nasip oldu.
Çok acil olarak,aşağıda sıralayacağım tedbirler alınır ve
sürekli uygulanır hale getirilirse, ülkemizin çok daha güzel günlere
kavuşacağına inanıyorum.
1-Büyük ve lider bir ülke olmamızı istemeyen güçler vardır.
Bunlara inat yerli üretimi artırarak,her
türlü kalkınmaya eskiden olduğu gibi bu günden sonra da hızla ve daha fazla
önem verilmeliyiz.
2- Herkes ve tüm yetkililer,kanunlar çerçevesinde
sorumludur. Ancak Allah korkusu hepsinin üstünde olmalı. Her yaptığımızı ve
kalbimizden geçen her şeyi Allah
biliyor. Herkes buna göre hareket etmelidir.
3-Tüm harcamalarda (Resmi –özel) israftan
kaçınılmalı,gereksiz harcamalardan uzak durmalıyız.
4-Tüm kuruluşlarda mevcut malzeme envanteri
hazırlanmalı,fazla ve atıl durumda olanlar;acilen ihtiyaç duyulan yerlere
dağıtılmalıdır. Kullanılmayan fazla malzeme(Araç,gereç ) satılarak hazineye
kazandırılmalıdır.
5-Öncelikli ihtiyaç olan
malzemeler alınmalıdır. Zorunlu olmayan harcamalar yapılmamalıdır.
6-Lüks olarak algılana bilecek açılış ve kokteyl vb.şeylerde gösterişe giren düzenleme ve
harcamalardan uzak durulmalıdır.(Milyarlarca
harcamalarla yapılan organizasyonlardan)
7-Resmi görevler dışında kesinlikle makam ve kuruluş
araçları kullanılmamalıdır.(Kul hakkı gözetilmeli , devletin malı özel işlerde
kullanılmamalı. Hz.Ömerin adaletini hatırlayalım.Özel ziyaretçileri
geldiğinde devletin mumunu yakmazdı.)
8-Makam araçlarının sınırlandırılması. Makam sahiplerinin
sabah ve akşam evlerinden alınması
bırakılmasında belli bir mesafe belirlenmeli.İlçe merkezi dışında oturanlar
servis yada kendi imkanlarıyla gidip gelmelidir. Yok öyle ”üç
kuruşa beş köfte” (Mesela A ilçesinde oturan amir B ilçesinde görevli. Şöfor ise B ilçesinde
oturuyor. Devletin aracı günde 4 defa amirin bulunduğu ilçeye gidip geliyor.
İlçe bir de uzaksa.... )
9-Seçim çalışmalarında,Parti faaliyetlerinde ve siyasi
menfaat sağlanan işlerde devletin hiçbir imkanı kullanılmamalıdır. Bu işlerde
yanlış olan algıyı yıkmalıyız. “Balı tutan parmağını yalar” anlayışı doğru
değildir.
10-Doğru,yerinde ve mantıklı olan harcamalarda
kısıtlamaya gidilmemeli. Tasarruf
yapalım derken,önemli olan ihtiyaçları
ihmal etmemeli... Örneğin;
eğitim,sağlık,adalet ve özellikle güvenlik için ne gerekiyorsa hemen
yapılmalıdır.
Evet,burada esasen şunu vurgulamak istiyrum. Devletin ve
milletin malı,geliri ve tüm maddi ve manevi değerleri hepimize emanettir.
Yapılacak uygulamalarda ve harcamalarda kul hakkını
gözetmeliyiz. Unutmayalım devletin her
şeyini kendi malınız gibi kullanamayız.
Kendi malımızı bile istediğimiz gibi kullanamayız. Ailemizin ve
yakınlarımızın da hakkını korumalıyız.
Şu gerçeği asla unutmayalım: Allah zerre miktarınca da
olsa ;yapılan iyiliğinde, kötülüğünde karşılığını verecektir. Ahirette her
şeyin hesabını soracaktır.(Zilzal suresi,7.8.ayetler)
Ahirette yaptıklarımız önümüze konulacaktır.
Yüce
Allah’ın bu konuda Kur’an-ı Kerim’de ki,
mesajı şöyledir:
“Kitap
ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını
görürsün. «Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey
bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!» Böylece yaptıklarını
karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.”(Kehf
suresi,49.ayet)
Herkes yetkisi alanında sorumludur. Allah katında da
sorumlu tutulacaktır.
Devlet-Millet el ele verelim, nice güzel günlere varalım...
Efkan VURAL
Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:
Of-Havadis:
Milliyet Blog:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder