Efkan Vural'ın Yazıları
30 Ekim 2024 Çarşamba
29 Ekim 2024 Salı
27 Ekim 2024 Pazar
TUSAŞ'A YAPILAN TERÖR SALDIRISI BİZİ DURDURAMAZ
Savunma Sanayimizin göz bebeği TUSAŞ'A 23 Ekim Çarşamba günü PKK Terör örgütü üyesi iki kişi tarafından saldırı yapıldı.
25 Ekim 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
مَا يَجِدُ الشّهِيدُ مِنْ مَسِّ القَتْلِ إَّ كَمَا يَجِدُ أحَدُكُمْ مِنْ مَسِّ الْقَرْصَةِ
"Şehidin ölüm (darbesinden) duyduğu ızdırab sizden birinin çimdikten duyduğu ızdırap kadardır."
[Tirmizî,
Fedâilu'l-Cihâd 26, (1668).]
Diyanet İşleri Başkanlığının 25.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :VATAN MÜDAFAASI MUKADDESTİR
VATAN MÜDAFAASI MUKADDESTİR
Muhterem
Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir defasında
vatan müdafaasının önemini ve faziletini şöyle anlatmıştır: “Vatanı korumak
için bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay nafile oruç tutup geceleri nafile
namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Mümin nöbet tutarken ruhunu Allah’a teslim
etse bile amel defteri kapanmaz. Allah, onu rızıklandırmaya devam eder…”[i]
Allah Resûlü (s.a.s) bu hadisiyle bizlere,
vatan müdafaasının mukaddes bir görev olduğunu öğretmektedir. Vatanı korumak
için nöbet tutanların ibadet sevabı kazanacaklarını haber vermektedir. Bu
uğurda canlarını feda eden şehitlerin, Allah katında sonsuz nimetlere
ulaşacaklarını, ebedi cennet ile ödüllendirileceklerini bildirmektedir.
Aziz Müminler!
Vatan müdafaası, sadece üzerinde yaşadığımız
toprak parçasını korumaktan ibaret değildir. Vatan müdafaası; dinimizi,
canımızı, malımızı, namusumuzu ve neslimizi her türlü tehlikeden korumaktır.
İstiklal ve istikbalimizi teminat altına almak, birliğimizi ve kardeşliğimizi
güçlendirmek için gayret göstermektir. Vatan müdafaası; en değerli hazinemiz
olan ailemizi güçlü kılmaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi batıl
ideolojilerin, sapkın akımların insafına terk etmemektir. Vatan müdafaası;
işimizi ve mesleğimizi en güzel ve en doğru şekilde yapmak, insanların malına
ve canına zarar vermemektir. Şahsi ihtirasları için dinimizi ve duygularımızı
istismar etmek isteyen hainlere karşı uyanık olmaktır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Bizler, millet olarak tarih boyunca aziz vatanımızı muhafaza etmek için nice sıkıntılara göğüs gerdik, nice badireler atlattık. Bütün zorluklar karşısında tek dayanağımız Yüce Rabbimiz oldu.
Her şart ve durumda yalnızca O’na güvendik, O’na sığındık.
وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
“Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.”[ii] ayetinin müjdesiyle hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Mümin, mümin kardeşi için birbirine sımsıkı kenetlenmiş tuğlalardan oluşan bir bina gibidir.”[iii] hadisi gereğince birbirimize omuz verdik.
Malazgirt’te, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de bütün imkânsızlıklara rağmen en
kesif ordulara karşı vatanımızı müdafaa ettik. Hiçbir zaman zulme ve zalimlere
geçit vermedik elhamdülillah.
Değerli
Müminler!
Dün olduğu gibi bugün de yarın da ülkemize ve aziz milletimize karşı kurulan kirli tuzaklar boşa çıkacaktır. İnsanlıktan nasibini almamış, hiçbir ahlaki ve insani değer tanımayan dâhili ve harici cinayet şebekeleri, kirli emellerine asla ulaşamayacaktır. Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kasteden hainler; güven ve huzur ortamımızı bozamayacak, gücümüzü zayıflatamayacak, istikbale dair ümitlerimizi yok edemeyecektir.
Rabbimizin,
وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْـكَافِرُونَ
“Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[iv] vaadi mutlaka gerçekleşecektir.
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ
“Yakında o zalimler topluluğu da yenilecek,
arkalarını dönüp kaçacaklardır.”[v]
ayetinde buyrulduğu üzere, yeryüzünü savaş alanına çevirmeye çalışan bütün
terör örgütleri ve arkalarındaki şer güçleri mutlaka hezimete uğrayacaktır.
Aziz
Müslümanlar!
Etrafımızın
ateş çemberine döndürülmek istendiği bugünlerde bize düşen; İslam kardeşliğini
esas alarak birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmektir. Her alanda güçlü olmak için daha
fazla çalışmak, daha fazla çaba göstermektir. İyiliği hayatımızın her alanında
hâkim kılmak, kötülüğe ve kötülere engel olmaktır. Göz nuru yavrularımızın iyi bir insan, bilinçli bir
Müslüman olarak yetişmeleri için sorumluluklarımızı yerine
getirmektir. İnsanların huzuruna, canına, malına kast edenlere karşı yekvücut
olmaktır. Aziz şehitlerimizin, uğruna
canlarını feda ettikleri, kahraman gazilerimizin cepheden cepheye koştukları
ulvi değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Hülasa, ülkemize ve aziz milletimize
karşı oynanan kirli oyunları feraset ve basiretle boşa çıkarmaktır.
Bu vesileyle, huzurla yaşadığımız güzel
vatanımızı bize yurt kılan aziz şehitlerimizi ve ahirete irtihal eden kahraman
gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Ayrıca Ankara’da
gerçekleştirilen menfur terör saldırısında şehadet şerbetini içen
kardeşlerimize Yüce Rabbimden rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve
aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum.
Hutbemi Enfâl sûresi kırk altıncı ayetin mealiyle bitiriyorum:
“Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle
çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü
Allah sabredenlerle beraberdir.”[vi]
21 Ekim 2024 Pazartesi
18 Ekim 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
وَالْحِرْصُ عَلى العُمُرِ
"Âdemoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir: Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs".
[Buharî, Rikâk 5; Müslim, Zekât]
Diyanet İşleri Başkanlığının 18.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :ALLAH’I, ÖLÜMÜ VE AHİRETİ UNUTMADAN BİR ÖMÜR SÜRELİM
ALLAH’I, ÖLÜMÜ VE AHİRETİ UNUTMADAN BİR ÖMÜR SÜRELİM
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Şeytan, onları etkisi altına
almış, kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın
yandaşlarıdır. İyi bilin ki kaybedecek olanlar şeytanın yandaşlarıdır!”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“…Gaflete dalan, boşa zaman geçiren, kabirleri unutan
kul ne kötüdür! Azgınlık yapan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye
gideceğini unutan kul ne kötüdür!...”[ii]
Aziz
Müminler!
İnsan,
nisyan ile maluldür, yani unutkan bir varlıktır. Kimi zaman kendini, ailesini,
akrabalarını, komşularını unutur, sorumluluklarını ihmal eder. Kimi zaman
yaratılış gayesini unutur, insanlara karşı nezaket ve zarafeti elden bırakır.
Kimi zaman dünya meşgalesine dalıp ahireti, mahşeri, mizanı, hesabı, cennet ve
cehennemi göz ardı eder. Kimi zaman da dinini, tarihini ve kültürünü unutup
özüne yabancılaşır.
Kıymetli Müslümanlar!
Unutmanın en kötüsü ise kişinin Rabbini unutmasıdır. Hâlbuki nerede olursak olalım Rabbimiz bizimle beraberdir.[iii] O, “el-Habîr”dir; gizli ve açık her şeyden haberdar olandır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَخْفٰى عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِۜ
“Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”[iv] buyrulmaktadır.
Cenâb-ı Hak; yaratan,
yaşatan, yaptıklarımızı gören,
söylediklerimizi işitendir. Kalplerimizden geçenleri bilen, bize şah
damarımızdan daha yakın olandır. Hastalıklarımızın şifası, dertlerimizin
devası, sıkıntılarımızın çaresi O’ndadır. Bütün hata ve kusurlarımıza rağmen,
“Rahmân” ismiyle bizlere merhamet eden, “Gaffâr” ismiyle günahlarımızı
bağışlayan, “Rezzâk” ismiyle bizleri rızıklandıran O’dur.
Değerli Müminler!
Allah Resûlü (s.a.s),
أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتِ “
Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın.”[v] buyurmuştur.
İradesine hâkim olan ve ölümden sonrası için
çalışan kişinin, akıllı insan olduğunu haber vermiştir.[vi] Zira ölümü ve hesabı unutan insan,
şeytanın esiri olmuştur. Bugün, başta
Gazze olmak üzere İslam beldelerine bombalar yağdıran; masumları katleden,
soykırım uygulayan caniler; Allah’ı
unutan, şeytanı dost edinen kişilerdir. Bugün, Allah’ın haram kıldığı
cana acımasızca kıyan; kadınlara, çocuklara, yaşlılara şiddetin her türlüsünü
reva gören zalimler, ahiret bilincini kaybedenlerdir. Sapkın ideolojiler ve
bâtıl akımlarla gençlerin ve çocukların tertemiz fıtratlarını bozmak için çalışanlar,
insanlıktan nasibini almamış kimselerdir. Dijital mecralarda günahı cazip
gösteren, harama teşvik eden, aile mahremiyetini hiçe sayanlar, ölümü ve
sonrasını hesaba katmayanlardır. İş,
çalışma ve ticaret hayatında helal-haram hassasiyetini kaybetmek, faiz ve kumar
gibi haram yollardan kazanç elde etmeye çalışmak, Allah’ı ve ahireti unutmanın
bir neticesidir.
Öyleyse
Aziz Müslümanlar!
Her
an Rabbimizin gözetiminde olduğumuz, dünyada yapıp ettiklerimizin hesabını
mutlaka vereceğimiz bilinciyle bir ömür sürelim. İbadetlerimizle Rabbimize iyi
bir kul olmaya, güzel ahlakımızla O’nun rızasını kazanmaya çaba gösterelim.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin tertemiz yüreklerinde var olan Allah sevgisini
muhafaza etmeye azim ve sabırla devam edelim. Dini, ahlaki ve insani
değerlerimizi öğrendiğimiz aile yuvamızı tehdit eden zararlı akımlara karşı
uyanık olalım. Unutmayalım ki, yeryüzünün imarı ve güvenli bir geleceğin
inşası; Rabbini bilen, ölümü hatırından çıkarmayan, ahiret bilincini kuşanan
nesiller eliyle olacaktır.
14 Ekim 2024 Pazartesi
13 Ekim 2024 Pazar
11 Ekim 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) sabah vakitlerinde şöyle duâ Ederdi:
اللَّهُمَّ أَصْلِحْ لِي دِينِي الَّذِي هُوَ عِصْمَةُ أَمْرِي،
وَأَصْلِحْ لِي دُنْيَايَ الَّتِي فِيهَا مَعَاشِي،
وَأَصْلِحْ لِي آخِرَتِي الَّتِي فِيهَا مَعَادِي،
وَاجْعَلِ الْحَيَاةَ زِيَادَةً لِي فِي كُلِّ خَيْرٍ،
وَاجْعَلِ الْمَوْتَ رَاحَةً لِي مِنْ كُلِّ شَرٍّ ".
"Allah’ım! Her işimin koruyucusu olan dinim ile beni ıslah eyle, kurtuluşa erdir. İçinde yaşadığım, geçimimi sağladığım dünyamı benim için ıslah eyle, hayırlı kıl. Gidip ebedî yaşayacağım ahiret hayatımı benim için hayırlı eyle. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhafaza eyle."
(Müslim, "Dua", 71)
Diyanet İşleri Başkanlığının 11.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE ENGEL OLALIM
KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE ENGEL OLALIM
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“...İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda
yardımlaşmayın…”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Hayırlınız,
kendisinden iyilik beklenilen ve kötülüğünden emin olunandır. Şerliniz ise
kendisinden iyilik beklenilmeyen ve kötülüğünden de emin olunmayandır.”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri de iyiliğin yeryüzüne hâkim olması, kötülüğün ortadan kaldırılmasıdır. İslam, bunun yolunu bizlere göstermiştir. Bu yol, emr-i bi’l-ma’rûf nehy-i ani’l-münker, yani iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmaktır. Doğru, güzel ve hayırlı şeyleri yapmak; yanlış, çirkin ve zararlı şeylerden kaçınmaktır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, iyiliğin
merkezine, imanı, ibadetleri ve güzel ahlakı yerleştirmiştir. İyilikte, takvada ve hayırda yarışmamızı, her
türlü kötülükten uzak durmamızı emretmiştir. Böylelikle iyiliğin; duygu ve
düşünceden söz ve davranışlara kadar hayatımızın her alanına yansımasını
istemiştir. İyiliğin yeryüzündeki en büyük temsilcisi Peygamberimiz Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.s) ise, herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya
inşa etmek için çalışmış, ümmetini de bu yönde çalışmaya teşvik etmiştir. Kin ve nefretin esiri olmuş gönülleri, merhametten
yoksun vicdanları hikmetle, sevgiyle ve bilgiyle yoğurmuş, bütün insanlığa
örnek olacak yeni bir medeniyet inşa etmiştir.
Değerli Müminler!
Gerçek iyiliğin özünde; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve
peygamberlere iman etmek vardır. Kulluk ve sorumluluk bilinciyle bir ömür
geçirmek vardır. Bilgiyi, sevgiyi, duayı, hüznü ve derdi paylaşmak vardır. Şiddetin
her çeşidinden uzak durmak; elimizi haramdan, dilimizi yalandan,
kalbimizi öfke ve husumetten korumak vardır. Sevgiden
yoksun kalplere, İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını ulaştırmak vardır. İnsanın fıtratını bozan, ahlakını zayıflatan,
düşmanlığa, kin ve nefrete sevk eden kötülük yollarını kapatmak vardır. Hâsılı;
kendimize, ailemize, çevremize ve bütün yaratılmışlara sadece Rabbimizin
rızasını umarak şefkat ve merhametle davranmak vardır.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef,
günümüzde kötülük ve kötüler insanlığın gündeminde daha fazla yer tutuyor. Dünyamızı kötülükler kuşatıyor. Yeryüzünü ifsat edenlerin sesi
ıslah etmek isteyenlerden daha fazla çıkıyor. Barışın yerini savaş, merhametin
yerini şiddet, sevginin yerini nefret almaya
başlıyor. Kötülüğü yaygınlaştırmak isteyenler; zararlı akımlar, sapkın
ideolojiler ve kötü alışkanlıklar ile çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve
manevi değerlerimizden uzaklaştırmak istiyor. Onların tertemiz fıtratlarını
bozmaya çalışıyor.
Yaşanan bütün bu olumsuzluklar karşısında her birimize görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Bize düşen, فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ
ayetinde emredildiği üzere iyilikte yarışmaktır.[iii]
Durum ve şartlar ne olursa olsun, her daim iyiliği yaşamak ve yaşatmak,
kötülüğün ve kötülerin karşısında durmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin
hem gerçek hayatta hem de sanal mecralarda iyi insanlarla birlikte olmaları,
kötülerden uzak kalmaları için gayret göstermektir. Onlara şefkat ve merhametle muamele etmektir.
Onları sahih ve doğru bilgiyle aydınlatmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
güzel ahlakıyla buluşturmaktır. Unutmayalım ki, yeryüzünü iyilik imar edecek, dünyayı
yaşanılır hale iyiler getirecektir.
10 Ekim 2024 Perşembe
4 Ekim 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) sabah vakitlerinde şöyle duâ Ederdi:
اَللّٰهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا
وَبِكَ أَمْسَيْنَا
وَبِكَ نَحْيَا
وَبِكَ نَمُوتُ
وَإِلَيْكَ النُّشُورُ
“Allah’ım! Senin lütfunla sabaha ulaştık, senin lütfunla akşama eriştik. Sen dileyince dirilir, yine sen dileyince ölürüz. Huzuruna varılacak olan da sensin.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 110; Tirmizî, De’avât, 13)
Diyanet İşleri Başkanlığının 04.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :ZULÜM ASLA PAYİDAR OLMAZ
ZULÜM ASLA PAYİDAR OLMAZ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle
buyuruyor: “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!
Allah, onları, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Zalimin zulmünü
önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın haram kıldığı günahlardan biri de zulümdür. Zulüm;
adaleti gözetmemek, hak ve hukuk tanımamaktır. İnsanların canına, malına, namus
ve haysiyetine kastetmektir. Zulüm, insanın Rabbine, kendisine ve çevresine
karşı işlediği bir suçtur. Dünyanın huzur ve barışı, insanlığın geleceği için
büyük bir tehdit ve tehlikedir. Toplumların helak olma sebeplerinin başında zulüm
gelmektedir.
Kıymetli
Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak, yeryüzünde adaletin tesis edilmesini, zulmün ortadan kaldırılmasını emretmiştir. Gönderdiği bütün Peygamberlere hakkın hâkim kılınması için zulüm ve zalimlerle mücadele görevi vermiş, zulme ve zalime karşı durmaktan kaçanları ise uyarmıştır.[iii] Bu sebepledir ki zulüm ne kadar büyük bir günahsa zulme rıza göstermek de o kadar büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Mazlumun yanında olmak, maddi ve manevi imkânları onlar için seferber etmek, imanın gereğidir. Her ne sebeple olursa olsun zalime destek olmak, onlara meyletmek, zulmü görmezlikten gelmek ise yapılan her suça ortak olmaktır. Yüce Rabbimiz, bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır:
وَلَا تَرْكَـنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُۙ
“Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar.”[iv]
Değerli Müminler!
Yıllardır Filistin’de uygulanan zulüm, son bir yılda benzeri görülmemiş bir soykırıma dönüştü. Dünyanın gözü önünde bir millet topyekûn tarihten silinmeye çalışılıyor. Siyonist zalimler, çocuk, kadın ve yaşlı on binlerce masumu Gazze’de katlettiler, katletmeye de devam ediyorlar. Şimdi de küresel suç ortaklarıyla birlikte aynı katliamı diğer İslam beldelerine yayarak, dünyayı savaş alanına çevirmek istiyorlar. Ancak şu husus unutulmasın ki, her geçen gün İslam beldelerinin kan ve gözyaşı diyarı haline gelmesinin başlıca sebebi, Müslümanlar arasındaki ümmet bilincinin, kardeşlik hukukunun zayıflamış olmasıdır. İnananların ilim, bilim ve teknoloji alanında üstünlüğünü kaybetmesidir.
Hâlbuki Cenâb-ı Hakk şu hususu asla unutmayalım ki, orlar.,
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.”[v] buyurmakta, birlik ve beraberliğimizi her zaman güçlü tutmamızı, her türlü tefrikadan uzak durmamızı istemektedir.
وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ
“Düşmanlarınıza karşı
gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın.”[vi]
ayetiyle de düşmanlarımıza karşı
her alanda güçlü olmamızı emretmektedir.
Aziz Müslümanlar!
Zulüm asla payidar olamayacaktır. Zalimler hain emellerine
ulaşamayacaktır. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bize düşen
ise, her türlü ihtilafı ve çekişmeyi bir kenara bırakmak, İslam kardeşliğini
esas almaktır. Ümmet bilincini canlı tutmak, birlik ve beraberliğimize sahip
çıkmaktır. Maddi ve manevi her alanda güçlü olmak, barış ve huzuru temin etmek
için gayret göstermektir. Zulme destek verenlere, binlerce masumun kanında eli
olanlara her alanda kararlılıkla karşı durmaktır. Zulme ve zalimlere karşı
yapılacak olan etkinliklere kayıtsız kalmamaktır. Unutmayalım ki zalimlere karşı atılan
her adım, söylenen her söz, gösterilen her tavır, İslam beldelerinde barış
ve esenliğin yeniden hâkim olmasına, mazlumların gözyaşlarının dinmesine vesile
olacaktır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizi her an kötülere ve kötülüklere, zulme ve zalimlere karşı uyanık ve tedbirli olmayı emreden şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum:
“Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin;
eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle
buğzetsin. Bu
ise imanın asgarî gereğidir.”[vii]