17 Ocak 2025 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 10.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :İSLAM, VARLIK SEBEBİMİZDİR

                        İSLAM, VARLIK SEBEBİMİZDİR


Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim…[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: 

“İslam dini kendisine düşmanlık besleyenlere üstün olmaya devam edecektir. İslam’a karşı olanlar ve onu terk edenler ise ona asla zarar veremeyecektir.”[2]

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği en büyük nimet İslam’dır. İslam, Hz. Âdem’le başlayan, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) ile kemale eren, Allah’ın razı olduğu tek dindir. İslam; insanlığın hidayet ve iyiliği, yeryüzünün imar ve ıslahı için gönderilen rahmet ve merhamet dinidir. Akıllara rehberlik eden, ruhlara huzur veren, kalpleri sükûnete erdiren ilim, hikmet ve irfan dinidir. Yaratılışımızın gayesini öğreten, dünya ve ahiret dengesini nasıl kuracağımızı bildiren hayat dinidir.

Kıymetli Müslümanlar!

Cahiliye döneminin bütün karanlıklarını aydınlığa çeviren İslam’dır. Diri diri toprağa gömülen kız çocukları İslam’la hayat bulmuştur.   Kadınlar, hak ettikleri gerçek saygınlığa İslam’la kavuşmuştur. Ezilen, hor görülen, hak ve hukuku çiğnenen mazlumlar İslam’la özgürlüklerine kavuşmuştur. 

اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ  

“Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı sorumluluklarını hakkıyla yerine getireninizdir.”[3] ayetinde de ifade edildiği üzere, üstünlüğün; ırk ve cinsiyette, makam ve servette, şan ve şöhrette değil, takvada olduğunu bütün dünyaya İslam ilan etmiştir. Yalana, aldatmaya ve hileye bulaşmadan; fırsatçılık, stokçuluk ve karaborsacılık yapmadan; kul ve kamu hakkına girmeden helal kazanç elde etmenin yollarını insanlığa İslam haber vermiştir. Anne ve babaya hürmet etmeyi, ailemize gereken ilgi ve alakayı göstermeyi, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmeyi, iyilik ve hayırda yarışmayı bizlere İslam öğretmiştir.

Değerli Müminler!

Ne hazindir ki, insanî değerlerin ve ahlakî erdemlerin örselendiği, küresel kötülüklerin her geçen gün dünyayı yaşanmaz hale getirdiği dönemlerden geçiyoruz. Maalesef, Müslümanlar da   yaşanan bu olumsuzluklara çare üretmek yerine popüler kültürün etkisiyle kimliklerine yabancılaşıyorlar. Bütün bu sıkıntılar bizi asla umutsuzluğa düşürmemeli, aksine İslam’ın hayat veren ilkelerini bütün insanlıkla buluşturmak için maddi ve manevi alanda daha fazla çalışmaya teşvik etmelidir. Allah’ın vaadi odur ki, insana ancak çalıştığının karşılığı vardır, çalışmasının karşılığı da kendisine gösterilecektir.[4]

Aziz Müslümanlar!

İslam, bizim dünümüz, bugünümüz ve yarınımızdır. İslam, bizim varlık sebebimizdir. Biz, onunla şeref bulur, onunla yüceliriz. O halde, İslam’ı istediğimiz gibi değil Yüce Rabbimizin emrettiği, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği gibi yaşamaya gayret gösterelim. Giyimden kuşama, yemeden içmeye, alışverişten ticarete, aile hayatından akraba ve komşuluk ilişkilerine, hâsılı hayatın her anına ve her alanına İslamî değerleri aktaralım. İmanımız, ibadetlerimiz ve güzel ahlakımızla insanların örnek alabileceği iyi ve hayırlı bir Müslüman olmaya gayret edelim. Bize bakan, İslam’ın güzelliklerini bizde görsün ve İslam’ı sevsin. İslam’ı öyle güzel ve öyle doğru yaşayalım, olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olalım ki, bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin. Unutmayalım ki, bizim vesilemizle bir insanın İslam’a muhabbet beslemesi, hidayete erip onu en güzel bir şekilde yaşamaya başlaması dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır.

Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Veda Hutbesinde bize bıraktığı şu vasiyeti ile tamamlıyorum:

“Size iki şey bıraktım. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[5]

 



[1] Mâide, 5/3.

[2] İbn Hanbel, V, 100.

[3] Hucurât, 49/13.

[4] Necm, 53/39,40.

[5] Muvatta’, Kader, 3.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

14 Ocak 2025 Salı

10 Ocak 2025 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

Diyanet İşleri Başkanlığının 10.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :Fıtratı KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKTIR

           Fıtratı KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKTIR


Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz, insanı bir kadın ve bir erkek olarak aynı özden yaratmış, her birini de farklı ruhsal ve fiziksel özelliklerle donatmıştır. Fıtrat olarak adlandırılan bu özellikler, kadın ve erkek için ne bir üstünlük ne de bir eksiklik sebebidir. Zira kadın veya erkek olarak yaratılmak, insanın tercihine bırakılmamıştır; Cenâb-ı Hakk’ın takdiridir, hikmetinin gereğidir. Kadın, kadın olarak; erkek de erkek olarak önemlidir, değerlidir, özeldir. Her iki cins de birbirinin rakibi veya alternatifi değil, tamamlayıcısı ve destekleyicisidir. Adeta bir elmanın iki yarısıdır.

Aziz Müminler!

Bugün, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri de, kadın ve erkeğin tabii fıtratını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalardan biri olan cinsiyetsizleştirme, insanın ruhsal ve bedensel özelliklerini ifsat etme; kadını erkeğe, erkeği kadına dönüştürme girişimidir. İlahi iradeyi yok sayarak insanı kimliksiz bir varlık haline indirgeme çabasıdır. Alkolü, uyuşturucu maddeleri ve gayr-i meşru ilişkileri özendirme, çocukları istismar ederek nesilleri felakete sürükleme, insanlığın geleceğini karartma hareketidir.

Kıymetli Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’de şeytanın insanı doğru yoldan saptırmak için uğraş verdiği işlerden bahsedilirken,


وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ 

“Onlara Allah’ın yarattığı fıtratı değiştirmelerini emredeceğim.”[1] dediğine işaret edilerek konuya dikkat çekilmiştir. Evet, cinsiyetsizleştirme adıyla yürütülen faaliyetlerin tamamı hayâsızlıktır, sapkınlıktır. Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, O’na isyan etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, 

“Allah, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir.”[2] 

Dolayısıyla Allah’ın haram kıldığı ve yaratılışımıza müdahale eden hiçbir batıl ideoloji, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz. Aklı ve vicdanı saf dışı bırakan, birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan sapkın akımlar insan hakları bahanesiyle doğal karşılanamaz. İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu tür sapkınlıklara; sinemalar, televizyon dizileri, çizgi filmler, sosyal medya paylaşımları, dijital oyunlar, reklamlar, müzik, sanat ve kültürel etkinliklerle destek vermek de büyük bir günah, ağır bir vebaldir.

Değerli Müminler!

Cinsiyetsizleştirme, sadece fertlerin kimliğini hedef almakla kalmayıp toplumların da geleceğini karartan büyük bir tehdittir. Bu tehdide karşı elimizdeki en büyük güç ise ailedir. Aile; dinimizin meşru, kanunlarımızın uygun gördüğü ruhsal ve fiziksel olgunluğa sahip bir kadın ve bir erkeğin, şahitler huzurunda nikâhla kurduğu rahmet ve merhamet yuvasıdır. Aile, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Çocuklarımız için ilim, irfan ve hikmet mektebidir. Nesillerimizi yanlış yönelişlerden ve kötülüklerden koruyan muhkem bir kale, sağlam bir sığınaktır.

Aziz Müslümanlar!

Ailenin kurulması, korunması ve çocuklarla zenginleştirilip güçlendirilmesi İslam’ın emridir. Aileyi tehdit eden zararlı akımlar karşısında gerekli önlemleri almak hepimizin ortak görevidir. O halde, aile kurumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek isteyenlere karşı dikkatli olalım. Ailemizi şefkat ve muhabbet ocağı kılalım. Çocuklarımıza zaman ayırarak onlardan ilgi ve sevgimizi eksik etmeyelim. Onları, milli ve manevi değerlerimize bağlı, fıtrî kimliklerine uygun bir şekilde yetiştirmeye devam edelim. Çocuklarımızın cinsiyetlerine ve yaşlarına uygun kıyafet ve oyuncaklar seçelim. Onlara, İslam’ın emrettiği mahremiyet bilincini hassasiyetle öğretelim. Onları sanal ortamlarda zehirli ağların insafına bırakmayalım. Yanlış arkadaş kurbanı olmamaları için onlara rehberlik edelim. Evlenecek yaş ve olgunluğa eriştiklerinde ise aile yuvaları kurmalarına destek olalım. Gençlerimizi evlilikten korkutan söz, davranış ve uygulamalardan kaçınalım. Nişan, nikâh ve düğün merasimlerini zorlaştırmayalım. Unutmayalım ki nikâhsız birlikteliklerin tamamı zinadır, haramdır. Allah’ın gazabına sebep olan büyük bir günahtır.

Hutbemi Nûr sûresinin yirmi birinci ayetinin mealiyle bitiriyorum: 

“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, bilsin ki şeytan, ancak hayâsızlığı ve kötülüğü emreder…”[3]

 



[1] Nisâ, 4/119.

[2] İbn Hanbel, V, 243.

[3] Nûr, 24/21.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

6 Ocak 2025 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ اَفَلَاتَعْقِلُونَ

Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

                       Bakara Suresi 44. Ayet

İyi Olmak İyilik Yapmak

3 Ocak 2025 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

Diyanet İşleri Başkanlığının 03.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :Müminin Hayatında UMUTSUZLUĞA Yer Yoktur

 Müminin Hayatında UMUTSUZLUĞA Yer Yoktur




Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimizin fıtratımıza yerleştirdiği duygulardan biri de umuttur. Umut; tam bir teslimiyetle Cenâb-ı Hakk’a sığınmak, O’nun yardımına ve desteğine sonsuz güvenmektir. Tedbiri tevekkülle, sabrı çabayla birleştirerek, geçmişin muhasebesini yapıp geleceğe kararlılıkla yol almaktır. Umut, kişinin hayata tutunmasını sağlayan, azim ve gayretini arttıran ilahi bir rahmettir. Beden ve ruh sağlığını koruyan manevi bir güçtür.

Umutsuzluk ise, insanın yaşama sevincini yok eder. Geleceğe dair hayallerini karartır. Kişiyi tembelliğe düşürüp sorumluluktan uzaklaştırır. Yüce Rabbimiz bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır:

“De ki: Ey haddi aşarak kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[i]

Aziz Müminler!

Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa gönderdiği bütün peygamberler, en ağır imtihanlar karşısında dahi ümitlerini asla yitirmemişlerdir. Nitekim Hz. Âdem Allah’tan umutla bağışlanma dilemiştir. 

Hz. Nûh, güzel söz ve tatlı dille evladına nasihat etmiş,

“Yavrucuğum! Bizimle beraber sen de gemiye bin, inkârcılarla birlikte olma.”[ii] diyerek onun hidayete ermesini ümitle beklemiştir. 

Hz. Eyyûb, ağır hastalığına rağmen iyileşeceğine dair inancını asla kaybetmemiş, şifa bulmak için bütün tedavi yollarına başvurmuştur.

Allah Resûlü (s.a.s) ise, meşakkatler karşısında asla umutsuzluğa düşmemiş,

حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ

“...Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O’na güvenip dayanırım. O, yüce arşın sahibidir.”[iii] diyerek Rabbine sığınmıştır.

Kıymetli Müslümanlar!

Bizler de zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliriz. Aile, iş ve ticaret hayatımızda, komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizde sıkıntılar yaşayabiliriz. Oysaki derdimiz ve sıkıntımız ne kadar büyük olursa olsun, Rabbimizin rahmet ve merhameti her şeyi kuşatmıştır. Yeter ki bizler; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve bütün insanlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Salih ameller ve güzel ahlakla hayatımızı tezyin edelim.

Değerli Müminler!

Bugün, dünyayı savaş alanına çevirmek isteyen zalimler, insanlığın umudunu yok etmek için her türlü kötülüğe başvurmaktadırlararndedir. . Başta Filistin ve Gazze olmak üzere dünyanın pek çok yerinde kadın erkek, büyük küçük demeden insanları katletmektedirler. Sağlık ve gıda ihtiyaçlarını dahi engelleyerek onları dünyanın gözü önünde ölüme terk etmektedirler. Diğer taraftan, aklı, fıtratı, ahlakı ve iffeti yok eden sapkın ideolojileri yaygınlaştırarak ailenin ve insanlığın geleceğini tehdit etmektedirler. Alkol, kumar, fuhuş, uyuşturucu maddeler ve zararlı medya içerikleriyle gençliğin hayallerini karartmak, umutlarını çalmak istemektedirler. Ancak bütün planların üzerinde ilahi bir takdir vardır. 

Ayette de buyrulduğu üzere, وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الْمَاكِر۪ينَ۟ 

“Onlar tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını başlarına geçirdi. Zira Allah, tuzakları bozanların en hayırlısıdır.”[iv]

Aziz Müslümanlar!

Kötülüklerin yaygınlaştırılmak istendiği, iyiliğe dair umutların, ideallerin ve hayallerin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde bize düşen, hayatımızda umutsuzluğa asla yer vermemektir. Elimizden gelen bütün imkânları seferber ettikten sonra Yüce Rabbimizin lütuf ve inayetine sığınmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe dair hayallerine ve ideallerine ulaşmaları noktasında onlara her türlü desteği sağlamaktır. Günaha dalmış, harama bulaşmış; alkol, kumar, fuhuş ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkların esiri olmuş kardeşlerimize şefkat ve merhamet elimizi uzatmak, onları bu durumdan kurtarmak için daha fazla gayret göstermektir.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: 

“…Allah’ım! Sana yöneldim. İşimi sana havale ettim. Umut ve huşu içinde sana sığındım...”[v]

 



[i] Zümer, 39/53.

[ii] Hûd, 11/42.

[iii] Tevbe, 9/129.

[iv] Âl-i İmrân, 3/54.

[v] Buhârî, Vudû’, 75.


Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

2 Ocak 2025 Perşembe

Regaip Kandili

 Dinimizde “üç aylar” diye adlandırdığımız Recep, Şaban ve Ramazan aylarının

 habercisi olan Regaip Kandili Receb ayının ilk Cuma gecesidir.


Regaip Gecesi denilince “Çok lütuf ve ihsanla dolu; rahmeti, nimeti, bereketi, bol

 iyiliği çok, kıymeti değeri büyük bir gece akla gelir.

Peygamberimiz bu gecede Allah’ın bir çok lütfuna eriştiği için şükür ve hamd etmiş,

 namaz kılmış ve dua etmiştir.

Bu gece Allah’ın kullarına bol bol ikram ve ihsanda bulunduğu, duaların ve

 tövbelerin kabul edildiği çok önemli bir gecedir.

Bu geceyi en güzel biçimde değerlendirmek gerekir. Bu gece sebebiyle kendimizi

 hesaba çekerek, Allah’ın verdiği bunca nimet karşısında ne kadar şükrettiğimizi

 düşünelim. Yaratılış gayemizin yalnızca Allah’ı tanımak olduğunu hatırlayalım.

 Allah’a karşı görevlerimizi ne ölçüde yerine getirebildiğimizi düşünelim. Komşularla

 ilişkilerimizi gözden geçirelim. İnsanlara karşı davranışlarımızı değerlendirelim.

 Yetim ve yoksullar için neler yapıp neler yapamadığımızı düşünelim. Çevremizdeki

 engelli kişilerin yaşam mücadelelerini nasıl devam ettirdiklerini ve engellilere ne

 derece önem verebildiğimizi aklımıza getirelim.

Bu gece sayesinde Allah’ı ne kadar anıyoruz. Allah’ın bize gönderdiği kutsal kitabı

 ne kadar okuyor, anlamını ne kadar düşünüyor, okuduklarımızı ve bildiklerimizi ne

 kadar uygulaya biliyoruz. Ailemizle ve çocuklarımızla ne kadar ilgileniyoruz.

Bu ve buna benzer bir çok şeyi düşünüp neler yapabileceğimizi planlamalıyız.

Bu gecede bol bol ibadet edelim, başkalarına iyilik yapmayı niyetimize alalım.

 Bu geceyi iyi bir şekilde değerlendirelim. Allah’ın rızasını kazanarak cennete

 girmeyi arzulayalım.

Yüce Allah Kutsal Kitabımız Kur’an’da şöyle buyurmaktadır.

“İman edip salih amel işleyenlere, kendileri için;içinden ırmaklar akan cennetler

 olduğunu müjdele…” (Bakara, 2/25)

“…Şüphasiz Allah mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebut, 29/69)

Yaptığımız günahlar için pişman olalım, Allah’a tövbe edelim. Zira Allah affedicidir,

 bağışlayıcıdır.

Yüce Allah Kur’an da şöyle buyurmaktadır:

“Kim tövbe eder de Salih amel işlerse, muhakkak ki o, Allah’tövbesi kabul edilmiş

 olarak döner” (Furkan, 25/71)

Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.

“Vallahi ben, Allah’a günde yetmiş defadan fazla bağışlanma diliyor, tövbe

 ediyorum.” (Buhari, deavat,3 )

Yaşadığımız dünya hayatında doğruluktan ayrılmadan Allah ve Resulünün istediği

 şekilde hareket ederek hem bu hayatta ve hem de sonsuz olan ahiret hayatında

 mutluluğa erişelim.

1 Ocak 2025 Çarşamba

Üç Aylar

            Dinimizde  kameri  aylardan  olan  Recep, Şaban ve  Ramazan ayları    üç aylar “ olarak adlandırılır. Üç aylar içerisin de, önemli gün ve geceler bulunmaktadır. Bundan dolayı da üç ayların değeri artmaktadır.

Üç ayların fazilet ve üstünlüğünü aşağıda sıralanan durumlar ortaya koymaktadır.


1-Regaib Kandili

Recep ayının İlk Cuma gecesidir. (Bugün 16 Mayıs 2013) Bu gecede Yüce Allah kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunur.

2-Mirac Kandili

Recep ayının 27. gecesidir. Sevgili peygamberimiz o gece, Mekke’den Mescid’i Aksaya ;oradan da göklere yükseltilerek Yüce Allah ile görüşmesidir.

3-Berat Kandili

Şaban ayının on beşinci gecedir. Bu gece feyiz ve bereketi bol bağışlanma gecesidir.

4-Kadir gecesi

Ramazan ayının 27. gecesidir. Allah bu gecede kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’i indirmeye başlamıştır. Bu gece öyle bir gecedir ki , tam bin aydan daha hayırlıdır.

5-Ramazan Ayı

Üç ayların üçüncüsü olan Ramazan ayı oruç ayıdır.Bu ay af olma ayıdır.Bu ayda cennet kapıları açılır,cehennem kapıları kapanır, Şeytan zincire vurulur.

Regaib Kandili, dinimizde “ üç aylar “ olarak biline rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan bir atmosfere girdiğimizin habercisidir.Üç ayları ve içinde bulunan kandil gecelerini iyi değerlendirmeliyiz.İnsan oğlu hata yapmaya ve günah işlemeye yatkın bir varlıktır. Günahımız ne kadar fazla olursa olsun; ümitsizliğe kapılmadan bu gece yapacağımız tevbe ve ibadetlerle kurtuluşa erebiliriz. Çünkü Allah bağışlayıcıdır ,affedicidir. Böyle gün ve gecelerin feyiz ,bereket ve rahmetinden yararlanıp, Allah’tan bağışlanma dilemeliyiz.

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur:

“ De ki: Ey kendilerine kötülük edip,aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar.Çünkü O bağışlayandır.merhametlidir. “ (Zümer, 39/53)
“ Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin .Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir,çok sevendir. (Hud,11/90)

Peygamberimiz de şöyle buyurmaktadır:

“Vallahi ben, Allah’tan günde yetmiş defadan daha fazla mağfiret diliyor, tövbe ediyorum. ( Buhari,daavat, 3 )
Bu gece ve üç aylarda cennete girebilmek ümidiyle ibadet, hayır ve iyilik yapmalı ;kutsal kitabımızı okuyup,anlamını düşünmeliyiz.

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır.

“İman edip Salih amel işleyenlere, kendileri için;içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele…”(Bakara,2/25)
Evet, üç aylar ve bu gecede nefis muhasebesi yapalım. Dini duygu ve düşünce ile ruhumuzu donatalım.ibadetlerle kalbimizi süsleyelim. Yaşadığımız müddetçe Allah ve Rasulünun istediği biçimde hareket edelim. Hayatımızı dürüstlükle, çalışkanlıkla,hoşgörüyle,sevgiyle ve ibadet anlayışı içinde sürdürelim.

Hem bu dünyada ve hem de ebedi ahiret yurdunda rahat edelim…


2025 Yılı "Barış Yılı" Olsun Diye Bağırmak