Efkan Vural'ın Yazıları
21 Ocak 2025 Salı
17 Ocak 2025 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 10.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :İSLAM, VARLIK SEBEBİMİZDİR
İSLAM, VARLIK SEBEBİMİZDİR
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“…Bugün sizin için dininizi kemale
erdirdim, size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim…”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“İslam dini kendisine
düşmanlık besleyenlere üstün olmaya devam edecektir. İslam’a karşı olanlar ve
onu terk edenler ise ona asla zarar veremeyecektir.”[2]
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği
en büyük nimet İslam’dır. İslam, Hz. Âdem’le başlayan, Peygamberimiz Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.s) ile kemale eren, Allah’ın razı olduğu tek dindir.
İslam; insanlığın hidayet ve iyiliği, yeryüzünün imar ve ıslahı için gönderilen
rahmet ve merhamet dinidir. Akıllara rehberlik eden, ruhlara huzur veren,
kalpleri sükûnete erdiren ilim, hikmet ve irfan dinidir. Yaratılışımızın
gayesini öğreten, dünya ve ahiret dengesini nasıl kuracağımızı bildiren hayat
dinidir.
Kıymetli
Müslümanlar!
Cahiliye döneminin bütün karanlıklarını aydınlığa çeviren İslam’dır. Diri diri toprağa gömülen kız çocukları İslam’la hayat bulmuştur. Kadınlar, hak ettikleri gerçek saygınlığa İslam’la kavuşmuştur. Ezilen, hor görülen, hak ve hukuku çiğnenen mazlumlar İslam’la özgürlüklerine kavuşmuştur.
اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ
“Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı sorumluluklarını
hakkıyla yerine getireninizdir.”[3]
ayetinde de ifade edildiği üzere,
üstünlüğün; ırk ve cinsiyette, makam ve servette, şan ve şöhrette değil,
takvada olduğunu bütün dünyaya İslam ilan etmiştir. Yalana, aldatmaya ve hileye
bulaşmadan; fırsatçılık, stokçuluk ve karaborsacılık yapmadan; kul ve kamu
hakkına girmeden helal kazanç elde etmenin yollarını insanlığa İslam haber
vermiştir. Anne ve babaya hürmet etmeyi, ailemize gereken ilgi ve alakayı
göstermeyi, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmeyi, iyilik ve hayırda
yarışmayı bizlere İslam öğretmiştir.
Değerli
Müminler!
Ne hazindir ki, insanî değerlerin
ve ahlakî erdemlerin örselendiği, küresel kötülüklerin her geçen gün dünyayı
yaşanmaz hale getirdiği dönemlerden geçiyoruz. Maalesef, Müslümanlar da
yaşanan bu olumsuzluklara çare üretmek yerine popüler kültürün etkisiyle
kimliklerine yabancılaşıyorlar. Bütün bu sıkıntılar bizi asla umutsuzluğa
düşürmemeli, aksine İslam’ın hayat veren ilkelerini bütün insanlıkla
buluşturmak için maddi ve manevi alanda daha fazla çalışmaya teşvik etmelidir.
Allah’ın vaadi odur ki, insana ancak çalıştığının karşılığı vardır, çalışmasının
karşılığı da kendisine gösterilecektir.[4]
Aziz
Müslümanlar!
İslam, bizim dünümüz, bugünümüz
ve yarınımızdır. İslam, bizim varlık sebebimizdir. Biz, onunla şeref bulur,
onunla yüceliriz. O halde, İslam’ı istediğimiz gibi değil Yüce Rabbimizin
emrettiği, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği gibi yaşamaya gayret gösterelim.
Giyimden kuşama, yemeden içmeye, alışverişten ticarete, aile hayatından akraba
ve komşuluk ilişkilerine, hâsılı hayatın her anına ve her alanına İslamî
değerleri aktaralım. İmanımız, ibadetlerimiz ve güzel ahlakımızla insanların
örnek alabileceği iyi ve hayırlı bir Müslüman olmaya gayret edelim. Bize bakan,
İslam’ın güzelliklerini bizde görsün ve İslam’ı sevsin. İslam’ı öyle güzel ve
öyle doğru yaşayalım, olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olalım ki, bizi
öldürmeye gelen bizde dirilsin. Unutmayalım ki, bizim vesilemizle bir insanın
İslam’a muhabbet beslemesi, hidayete erip onu en güzel bir şekilde yaşamaya
başlaması dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır.
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Veda Hutbesinde bize bıraktığı şu vasiyeti ile tamamlıyorum:
“Size
iki şey bıraktım. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar,
Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[5]
14 Ocak 2025 Salı
11 Ocak 2025 Cumartesi
10 Ocak 2025 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 10.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :Fıtratı KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKTIR
Fıtratı KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKTIR
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, insanı bir kadın ve bir erkek olarak aynı özden
yaratmış, her birini de farklı ruhsal ve fiziksel özelliklerle donatmıştır. Fıtrat
olarak adlandırılan bu özellikler, kadın ve erkek için ne bir üstünlük ne de
bir eksiklik sebebidir. Zira kadın veya erkek olarak yaratılmak, insanın tercihine
bırakılmamıştır; Cenâb-ı Hakk’ın takdiridir, hikmetinin gereğidir. Kadın, kadın
olarak; erkek de erkek olarak önemlidir, değerlidir, özeldir. Her iki cins de
birbirinin rakibi veya alternatifi değil, tamamlayıcısı ve destekleyicisidir. Adeta
bir elmanın iki yarısıdır.
Aziz
Müminler!
Bugün,
insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri de, kadın ve erkeğin
tabii fıtratını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalardan biri
olan cinsiyetsizleştirme, insanın ruhsal ve bedensel özelliklerini ifsat etme; kadını
erkeğe, erkeği kadına dönüştürme girişimidir. İlahi iradeyi yok sayarak insanı
kimliksiz bir varlık haline indirgeme çabasıdır. Alkolü, uyuşturucu maddeleri
ve gayr-i meşru ilişkileri özendirme, çocukları istismar ederek nesilleri
felakete sürükleme, insanlığın geleceğini karartma hareketidir.
Kıymetli
Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’de şeytanın insanı doğru yoldan saptırmak için uğraş verdiği işlerden bahsedilirken,
وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ
“Onlara Allah’ın yarattığı fıtratı değiştirmelerini emredeceğim.”[1] dediğine işaret edilerek konuya dikkat çekilmiştir. Evet, cinsiyetsizleştirme adıyla yürütülen faaliyetlerin tamamı hayâsızlıktır, sapkınlıktır. Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, O’na isyan etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere,
“Allah, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir.”[2]
Dolayısıyla
Allah’ın haram kıldığı ve yaratılışımıza müdahale eden hiçbir batıl ideoloji, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz. Aklı ve vicdanı saf dışı bırakan, birçok
hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan sapkın akımlar insan hakları bahanesiyle
doğal karşılanamaz. İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu tür sapkınlıklara; sinemalar, televizyon dizileri,
çizgi filmler, sosyal medya paylaşımları, dijital oyunlar, reklamlar, müzik, sanat
ve kültürel etkinliklerle destek
vermek de büyük bir günah, ağır bir vebaldir.
Değerli Müminler!
Cinsiyetsizleştirme, sadece fertlerin
kimliğini hedef almakla kalmayıp toplumların da geleceğini karartan büyük bir tehdittir.
Bu tehdide karşı elimizdeki en büyük güç ise ailedir. Aile; dinimizin meşru,
kanunlarımızın uygun gördüğü ruhsal ve fiziksel olgunluğa sahip bir kadın ve
bir erkeğin, şahitler huzurunda nikâhla kurduğu rahmet ve merhamet yuvasıdır.
Aile, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için sahip olabileceğimiz en değerli
hazinedir. Çocuklarımız için ilim, irfan ve hikmet mektebidir. Nesillerimizi
yanlış yönelişlerden ve kötülüklerden koruyan muhkem bir kale, sağlam bir
sığınaktır.
Aziz Müslümanlar!
Ailenin kurulması, korunması ve
çocuklarla zenginleştirilip güçlendirilmesi İslam’ın emridir. Aileyi tehdit
eden zararlı akımlar karşısında gerekli önlemleri almak hepimizin ortak
görevidir. O halde, aile kurumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek
isteyenlere karşı dikkatli olalım. Ailemizi şefkat ve muhabbet ocağı kılalım. Çocuklarımıza
zaman ayırarak onlardan ilgi ve sevgimizi eksik etmeyelim. Onları, milli ve manevi
değerlerimize bağlı, fıtrî kimliklerine uygun bir şekilde yetiştirmeye devam
edelim. Çocuklarımızın cinsiyetlerine ve yaşlarına uygun kıyafet ve oyuncaklar
seçelim. Onlara, İslam’ın emrettiği mahremiyet bilincini hassasiyetle
öğretelim. Onları sanal ortamlarda zehirli ağların insafına bırakmayalım. Yanlış
arkadaş kurbanı olmamaları için onlara rehberlik edelim. Evlenecek yaş ve
olgunluğa eriştiklerinde ise aile yuvaları kurmalarına destek olalım. Gençlerimizi
evlilikten korkutan söz, davranış ve uygulamalardan kaçınalım. Nişan, nikâh ve düğün merasimlerini zorlaştırmayalım. Unutmayalım ki nikâhsız birlikteliklerin tamamı zinadır, haramdır. Allah’ın gazabına
sebep olan büyük bir günahtır.
Hutbemi Nûr sûresinin yirmi birinci ayetinin mealiyle bitiriyorum:
“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin.
Kim şeytanın adımlarını takip ederse, bilsin ki şeytan, ancak hayâsızlığı ve
kötülüğü emreder…”[3]
6 Ocak 2025 Pazartesi
HAFTANIN AYETİ
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ اَفَلَاتَعْقِلُونَ
Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Bakara Suresi 44. Ayet
3 Ocak 2025 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 03.01.2025 Tarihli Cuma Hutbesi :Müminin Hayatında UMUTSUZLUĞA Yer Yoktur
Müminin Hayatında UMUTSUZLUĞA Yer Yoktur
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin
fıtratımıza yerleştirdiği duygulardan biri de umuttur. Umut; tam bir teslimiyetle
Cenâb-ı Hakk’a sığınmak, O’nun yardımına ve desteğine sonsuz
güvenmektir. Tedbiri tevekkülle, sabrı çabayla birleştirerek, geçmişin
muhasebesini yapıp geleceğe kararlılıkla yol almaktır. Umut, kişinin hayata tutunmasını sağlayan, azim ve gayretini
arttıran ilahi bir rahmettir. Beden ve ruh sağlığını koruyan manevi bir güçtür.
Umutsuzluk ise, insanın yaşama sevincini yok eder. Geleceğe dair hayallerini karartır. Kişiyi tembelliğe düşürüp sorumluluktan uzaklaştırır. Yüce Rabbimiz bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır:
“De ki: Ey haddi aşarak kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın
rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü
O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[i]
Aziz Müminler!
Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa gönderdiği bütün peygamberler, en ağır imtihanlar karşısında dahi ümitlerini asla yitirmemişlerdir. Nitekim Hz. Âdem Allah’tan umutla bağışlanma dilemiştir.
Hz. Nûh, güzel söz ve tatlı dille evladına nasihat etmiş,
“Yavrucuğum! Bizimle beraber sen de gemiye bin, inkârcılarla birlikte olma.”[ii] diyerek onun hidayete ermesini ümitle beklemiştir.
Hz. Eyyûb, ağır hastalığına rağmen iyileşeceğine dair inancını asla kaybetmemiş, şifa bulmak için bütün tedavi yollarına başvurmuştur.
Allah Resûlü (s.a.s) ise, meşakkatler karşısında asla umutsuzluğa düşmemiş,
حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ
“...Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O’na
güvenip dayanırım. O, yüce arşın sahibidir.”[iii]
diyerek Rabbine sığınmıştır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Bizler de zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliriz. Aile, iş ve ticaret
hayatımızda, komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizde sıkıntılar yaşayabiliriz.
Oysaki derdimiz ve sıkıntımız ne kadar büyük olursa olsun, Rabbimizin
rahmet ve merhameti her şeyi kuşatmıştır.
Yeter ki bizler; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve bütün insanlara
karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Salih ameller ve güzel ahlakla
hayatımızı tezyin edelim.
Değerli Müminler!
Bugün, dünyayı savaş alanına çevirmek isteyen zalimler, insanlığın umudunu yok etmek için her türlü kötülüğe başvurmaktadırlararndedir. . Başta Filistin ve Gazze olmak üzere dünyanın pek çok yerinde kadın erkek, büyük küçük demeden insanları katletmektedirler. Sağlık ve gıda ihtiyaçlarını dahi engelleyerek onları dünyanın gözü önünde ölüme terk etmektedirler. Diğer taraftan, aklı, fıtratı, ahlakı ve iffeti yok eden sapkın ideolojileri yaygınlaştırarak ailenin ve insanlığın geleceğini tehdit etmektedirler. Alkol, kumar, fuhuş, uyuşturucu maddeler ve zararlı medya içerikleriyle gençliğin hayallerini karartmak, umutlarını çalmak istemektedirler. Ancak bütün planların üzerinde ilahi bir takdir vardır.
Ayette de buyrulduğu üzere, وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الْمَاكِر۪ينَ۟
“Onlar tuzak kurdular. Allah da
onların tuzaklarını başlarına geçirdi. Zira Allah, tuzakları bozanların en
hayırlısıdır.”[iv]
Aziz Müslümanlar!
Kötülüklerin yaygınlaştırılmak istendiği, iyiliğe dair umutların,
ideallerin ve hayallerin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde bize düşen,
hayatımızda umutsuzluğa asla yer vermemektir. Elimizden gelen bütün imkânları
seferber ettikten sonra Yüce Rabbimizin lütuf ve inayetine sığınmaktır.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe dair hayallerine ve ideallerine
ulaşmaları noktasında onlara her türlü desteği sağlamaktır. Günaha dalmış,
harama bulaşmış; alkol, kumar, fuhuş ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkların
esiri olmuş kardeşlerimize şefkat ve merhamet elimizi uzatmak, onları bu
durumdan kurtarmak için daha fazla gayret göstermektir.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
“…Allah’ım! Sana
yöneldim. İşimi sana havale ettim. Umut ve huşu içinde sana sığındım...”[v]
2 Ocak 2025 Perşembe
Regaip Kandili
Dinimizde “üç aylar” diye adlandırdığımız Recep, Şaban ve Ramazan aylarının
habercisi olan Regaip Kandili Receb ayının ilk Cuma gecesidir.
Regaip Gecesi denilince “Çok lütuf ve ihsanla dolu; rahmeti, nimeti, bereketi, bol
Peygamberimiz bu gecede Allah’ın bir çok lütfuna eriştiği için şükür ve hamd etmiş,
Bu gece Allah’ın kullarına bol bol ikram ve ihsanda bulunduğu, duaların ve
Bu geceyi en güzel biçimde değerlendirmek gerekir. Bu gece sebebiyle kendimizi
Bu gece sayesinde Allah’ı ne kadar anıyoruz. Allah’ın bize gönderdiği kutsal kitabı
Bu ve buna benzer bir çok şeyi düşünüp neler yapabileceğimizi planlamalıyız.
Bu gecede bol bol ibadet edelim, başkalarına iyilik yapmayı niyetimize alalım.
Yüce Allah Kutsal Kitabımız Kur’an’da şöyle buyurmaktadır.
“İman edip salih amel işleyenlere, kendileri için;içinden ırmaklar akan cennetler
“…Şüphasiz Allah mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebut, 29/69)
Yaptığımız günahlar için pişman olalım, Allah’a tövbe edelim. Zira Allah affedicidir,
Yüce Allah Kur’an da şöyle buyurmaktadır:
“Kim tövbe eder de Salih amel işlerse, muhakkak ki o, Allah’tövbesi kabul edilmiş
Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.
“Vallahi ben, Allah’a günde yetmiş defadan fazla bağışlanma diliyor, tövbe
Yaşadığımız dünya hayatında doğruluktan ayrılmadan Allah ve Resulünün istediği
1 Ocak 2025 Çarşamba
Üç Aylar
Dinimizde kameri aylardan olan Recep, Şaban ve Ramazan ayları “ üç aylar “ olarak adlandırılır. Üç aylar içerisin de, önemli gün ve geceler bulunmaktadır. Bundan dolayı da üç ayların değeri artmaktadır.
Üç ayların fazilet ve üstünlüğünü
aşağıda sıralanan durumlar ortaya koymaktadır.
1-Regaib Kandili
Recep ayının İlk Cuma gecesidir. (Bugün 16 Mayıs 2013) Bu gecede
Yüce Allah kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunur.
2-Mirac Kandili
Recep ayının 27. gecesidir. Sevgili peygamberimiz o gece, Mekke’den Mescid’i
Aksaya ;oradan da göklere yükseltilerek Yüce Allah ile görüşmesidir.
3-Berat Kandili
Şaban ayının on beşinci gecedir. Bu gece feyiz ve bereketi bol bağışlanma
gecesidir.
4-Kadir gecesi
Ramazan ayının 27. gecesidir. Allah bu gecede kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’i
indirmeye başlamıştır. Bu gece öyle bir gecedir ki , tam bin aydan daha
hayırlıdır.
5-Ramazan Ayı
Üç ayların üçüncüsü olan Ramazan ayı oruç ayıdır.Bu ay af olma ayıdır.Bu ayda
cennet kapıları açılır,cehennem kapıları kapanır, Şeytan zincire vurulur.
Regaib Kandili, dinimizde “ üç aylar “ olarak biline rahmeti,
bereketi ve mağfireti bol olan bir atmosfere girdiğimizin habercisidir.Üç
ayları ve içinde bulunan kandil gecelerini iyi değerlendirmeliyiz.İnsan oğlu
hata yapmaya ve günah işlemeye yatkın bir varlıktır. Günahımız ne kadar fazla
olursa olsun; ümitsizliğe kapılmadan bu gece yapacağımız tevbe ve ibadetlerle
kurtuluşa erebiliriz. Çünkü Allah bağışlayıcıdır ,affedicidir. Böyle gün ve
gecelerin feyiz ,bereket ve rahmetinden yararlanıp, Allah’tan bağışlanma
dilemeliyiz.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur:
“ De ki: Ey kendilerine kötülük edip,aşırı giden kullarım!
Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini
bağışlar.Çünkü O bağışlayandır.merhametlidir. “ (Zümer, 39/53)
“ Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin .Şüphesiz Rabbim çok
merhametlidir,çok sevendir. (Hud,11/90)
Peygamberimiz de şöyle buyurmaktadır:
“Vallahi ben, Allah’tan günde yetmiş defadan daha fazla mağfiret
diliyor, tövbe ediyorum. ( Buhari,daavat, 3 )
Bu gece ve üç aylarda cennete girebilmek ümidiyle ibadet, hayır ve iyilik
yapmalı ;kutsal kitabımızı okuyup,anlamını düşünmeliyiz.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır.
“İman edip Salih amel
işleyenlere, kendileri için;içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu
müjdele…”(Bakara,2/25)
Evet, üç aylar ve bu gecede nefis muhasebesi yapalım. Dini duygu ve düşünce ile
ruhumuzu donatalım.ibadetlerle kalbimizi süsleyelim. Yaşadığımız müddetçe Allah
ve Rasulünun istediği biçimde hareket edelim. Hayatımızı dürüstlükle,
çalışkanlıkla,hoşgörüyle,sevgiyle ve ibadet anlayışı içinde sürdürelim.
Hem bu dünyada ve hem de ebedi
ahiret yurdunda rahat edelim…