Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
كُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَالْبَسُوا في غَيْرِ إسْرَافٍ وََ مَخِيلَةٍٍ
"Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız."
[Nesaî, Zekat 66]
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
كُلُوا وَتَصَدَّقُوا وَالْبَسُوا في غَيْرِ إسْرَافٍ وََ مَخِيلَةٍٍ
"Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız."
[Nesaî, Zekat 66]
İSLAM, İNANDIĞIMIZ GİBİ YAŞAMAYI BİZE EMREDER
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah ve Resûlü bir konu hakkında hüküm verdiği zaman, mümin bir erkek
ve mümin bir kadının o konuda tercih yapma hakkı yoktur. Her kim Allah ve
Resûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Sözlerin en
doğrusu Allah’ın Kitabı; rehberliğin en güzeli ise Muhammed (s.a.s)’in
rehberliğidir.”[2]
Aziz
Müminler!
Yüce dinimiz
İslam’a göre insanı en doğruya, en iyiye ve en güzele götürecek olan yol,
Kur’an ve sünnetin gösterdiği sırat-ı müstakimdir. İnsanın huzur ve güvenini
sağlayacak bundan başka bir yol yoktur. İslam’a göre dinin sahibi Allah’tır.
Neye, nasıl inanacağımızı belirleyen, bizi mutluluğa götürecek yolları gösteren
de O’dur. Kur’an ve sünnet, İslam’ın iki ana kaynağıdır; birbirinden asla
ayrılmaz. Bir konu hakkında hüküm verme yetkisi Allah’a ve O’nun izin verdiği
kadarıyla Resûlüllah’a aittir. Hiç kimse kendi görüş,
düşünce ve ideolojisini Allah ve Resûlü’nün koyduğu hükümlerden daha üstün
tutamaz, daha değerli göremez. Kendi kanaatine göre bu hükümlerden bazılarını
alıp bazılarını terk edemez.
Değerli Müslümanlar!
Allah’a
teslimiyetimizin göstergesi imanımızdır. İmanımızı diri tutacak olan
ibadetlerimiz; onu kemale erdirecek olan ise güzel ahlakımızdır. O halde, kalbimize ferahlık, ruhumuza
huzur, ömrümüze bereket veren ibadetlerimizi hakkıyla eda edelim. İslam’ın
emrettiği helal ve haram ölçülerine titizlikle uyalım. Söz, tutum ve
davranışlarımızın tamamına İslam ahlakını yansıtmanın gayretinde olalım.
Kıymetli
Müminler!
Aile hayatımızdan ticaretimize, yeme içmemizden giyim kuşamımıza kadar hayatın her alanında İslam’ın koyduğu ilkelere riayet edersek; kendimize, Rabbimize ve çevremize karşı görevlerimizi yerine getirmiş oluruz. Öyleyse, eşimizin, çocuklarımızın, anne ve babamızın, akraba ve komşularımızın haklarını koruyalım. Ticaretimizde helali gözetelim, daha çok kazanmak için harama tevessül etmeyelim. Fahiş fiyat artışlarıyla kimseyi mağdur etmeyelim. Cehennem ateşinden bir parça olan faizden, karaborsacılıktan ve stokçuluktan uzak duralım. Her zaman adalet, iyilik, merhamet ve dürüstlük gibi erdemleri kuşanalım. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi daha güçlü kılalım. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira gibi her türlü kötülükten; alkol, kumar, zina ve rüşvet gibi her türlü ahlaksızlıktan kaçınalım. Amellerimizi yok eden kibir, riya, gösteriş ve zulüm gibi haramlardan; Allah katında büyük bir vebal olan kul ve kamu hakkını ihlal etmekten sakınalım. Bütün bu hususlarla ilgili başta çocuklarımız ve ailemiz olmak üzere; akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza usulüne uygun bir üslup ile gerekli hatırlatma uyarı ve telkinlerde bulunalım.
Zira Yüce Rabbimiz,
وَذَكِّرْ فَاِنَّ الذِّكْرٰى تَنْفَعُ الْمُؤْمِن۪ينَ
“Hatırlat! Çünkü hatırlatmak, müminlere fayda verir.”[3] buyurmaktadır.
İşte o zaman, evimizde huzur, kazancımızda
bereket, toplumumuzda sükûnet hâkim olacaktır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِى عَلَى دِينِكَ
“Ey kalpleri
hâlden hâle çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”[4]
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
..............................................................................................................................................................
فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةًۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَك الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ۟
".......Evlere girdiğiniz zaman, kendinize ehlinize Allah katından bereket, esenlik ve güzellik dileyerek selam verin. Allah size ayetleri, düşünesiniz diye böylece açıklar."
"Nûr Sûresi(24) 61. Ayet"
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
إنَّ اللّهَ أوْحَى إليَّ أنْ تَوَاضَعُوا حَتّى َ يَبْغِي أحَدٌ عَلى أحَدٍ وََ يَفْخُرُ أحَ عَلى أحَدٍ
"Allah Teala hazretleri, bana: "Mütevazi olun, öyle ki, kimse kimseye zulmetmesin, kimse kimseye karşı böbürlenmesin" diye vahyetti."
[Ebu Davud, Edeb 48, (4895)
YAZA KUR’AN’LA
MERHABA
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve
ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun…”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Hiçbir anne baba, çocuğuna
güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”[2]
Aziz
Müminler!
Yüce Rabbimizin bizlere
bahşettiği en güzel nimetlerden ve en değerli emanetlerden biri de
çocuklarımızdır. Göz aydınlığı evlatlarımız, ailemizin neşesidir. Milletimizin
en kıymetli sermayesidir. İstiklal ve istikbalimizin güvencesidir. Böylesi
değerli bir hazineyi her türlü kötülük ve olumsuzluktan koruyup gözetmek, başta
anne babalar olmak üzere hepimizin ortak görevidir. Çocuklarımızın bedenlerinin
sağlıklı olması için gösterdiğimiz özen ve çabayı, ruhlarının da sağlıklı
olması için göstermeliyiz. Dünyada okul başarıları ve kariyerleri için gösterdiğimiz
hassasiyeti, ahirette ebedi huzur ve mutluluğa ulaşmaları için de
göstermeliyiz.
Kıymetli
Müslümanlar!
Her şeyin büyük bir hızla
değişip dönüştüğü bir çağda yaşıyoruz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız;
maalesef gerçek ve sanal âlemdeki zararlı alışkanlıkların, batıl ideolojilerin
ve sapkın akımların tehdidi altındadır. Böylesi bir zamanda göz nuru
yavrularımızın iyi bir insan, güzel bir Müslüman; kendisine, milletine ve
insanlığa faydalı bir kişi olarak yetişmelerini sağlamak en önemli hedefimiz olmalıdır.
Nesillerimizi İslam’ın inanç esaslarıyla, temel dini bilgilerle, ibadetlerle ve
ahlaki değerlerle buluşturmak ise en büyük gayemiz olmalıdır.
Değerli
Müminler!
Çocuklarımız
bu seneki eğitim ve öğretimlerini tamamlayarak bir yaz tatiline daha girdiler.
Yavrularımızın geleceğini inşa etmek için gayret gösteren öğretmenlerimizden ve
emeği geçen herkesten Cenâb-ı Hak razı olsun. Tatilleri; televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar karşısında vakit geçirmekten
ibaret görmeyelim. Evlatlarımızın ruh ve beden gelişimlerine katkı sağlayacak olan
yaz Kur’an kurslarımızı bir fırsat olarak görelim.
1 Temmuz Pazartesi günü
başlayacak olan yaz Kur’an kurslarında çocuklarımız; camilerimizin
ve Kur’an kurslarımızın manevi atmosferlerini soluyacaklar. Hayat rehberimiz Kur’an-ı
Kerim ile buluşacak, rahmet elçisi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa
(s.a.s)’in örnek hayatıyla tanışacaklar. Abdest, namaz, oruç, zekât ve hac gibi
ibadetleri daha iyi öğrenecekler. Sevgi ve saygı, kardeşlik ve muhabbet, şefkat
ve merhamet gibi erdemleri daha iyi kavrayacaklar. Yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma
gibi değerleri daha fazla kuşanacaklar. İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, helalle
haramı, günahla sevabı birbirinden daha iyi ayıracaklar. Neşeli ve eğlenceli
bir atmosferde doğru yöntemlerle, ehil ve liyakatli hocalarımız marifetiyle
sahih dini bilgiyi elde edecekler.
Aziz
Müslümanlar!
“Yaza Kur’an’la Merhaba” çağrısıyla çocuklarımızı;
camilerimize, gündüzlü ve yatılı Kur’an kurslarımıza davet ediyorum. 10 Haziran’da
başlayan yaz Kur’an kursu kayıtlarımız devam etmektedir. Bu vesileyle
çocuklarımızın manevi imarını gerçekleştiren fedakâr ve cefakâr hocalarımızdan,
anne babalarımızdan ve onlara bu güzel imkânların sunulmasında emeği geçen herkesten
Allah razı olsun.
Hutbemi, Kur’an-ı Kerim’de bizlere öğretilen şu dua ile bitiriyorum:
رَبَّـنَا هَبْ
لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا
لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَاماً
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz
aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”[3]
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
...وَاَق۪يمُوا وُجُوهَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَادْعُوهُ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَۜ....
"...Her secde ettiğinizde kalp ve beden ahengi içinde bütün varlığınızla O’na yönelin. İtaat ve ibâdetinizde yalnız O’nun rızâsını gözeterek tüm samimiyetinizle Allah’a yalvarın...."
A'râf,29. Ayet
İNSANI İHYA,
TOPLUMU İNŞA EDEN İBADET: HAC
Muhterem
Müslümanlar!
Bugün,
Zilhicce’nin sekizi, Terviye günü. Terviye, Rahman’ın misafirlerinin Arafat’a
gitmek üzere Mekke’den yola çıktıkları gündür. Yarın ise arefe. Yarın, bütün
hacılar Arafat’ta vakfeye duracaklar. Dualarını Allah’a arz edecekler. Yüce Rabbim, kardeşlerimizin haclarını mebrur, dualarını
makbul eylesin.
Aziz
Müminler!
Hac, içinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran; insanı ihya, toplumu inşa eden bir ibadettir. Hac, İslam’ın beş esasından biridir. Dünya Müslümanlarının birbirleriyle kaynaştığı kardeşlik buluşmasıdır. Hac; kıyamdır, diriliştir.
Nitekim Yüce Rabbimiz bu hakikati şöyle ifade etmektedir:
“Allah, Kâbe’yi Beytü’l-harâm’ı insanlar için bir kıyam,
bir diriliş vesilesi kıldı…”[i]
Kıymetli Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in,
“Allah katında kabul
olunan haccın karşılığı ancak cennettir.”[ii] müjdesine nail
olmak isteyen mümin, önce ihrama girer. İhram; günah ve haram olan her şeyi terk edip takva
elbisesine bürünmektir. İhram; bizlere, dünyevi hırs ve arzulardan, makam ve
mevkiden, şan ve şöhretten arınmamızı öğütler. Kin, nefret, öfke ve şiddet gibi
manevi hastalıklardan sakınmamızı öğretir. Dili yalandan, kulağı gıybetten,
gözü haramdan, kalbi hasetten uzak tutmamızı hatırlatır.
İhrama bürünen mümin, haccın farzını eda etmek üzere Arafat’a çıkar. Arafat; insanı ve toplumu ifsat eden kötülüklerin ayaklar atına alındığı, huzur ve barışı sağlayan insani ve vicdani değerlerin dünyaya ilan edildiği yerdir. Arafat; ölümü, dirilişi ve mahşeri tefekkür etmeyi haber verir. Ümmet bilincini kuşanmamızı; birlik ve beraberlikten asla ödün vermememiz gerektiğini bildirir. Tevhidin yani Allah’ın birliğine inanmanın vazgeçilmez olduğunu vurguladığı gibi, vahdetin yani ümmetin birliğini muhafaza etmenin de vazgeçilemez olduğunu vurgular.
Nitekim Yüce Rabbimiz,
“Sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim.
Öyleyse bana ibadet edin.”[iii] ayetiyle
bu hakikati bizlere haber verir.
Değerli
Müminler!
Haccın bir diğer farzı ise Ziyaret Tavafı’dır. Tavaf;
yeryüzünde kurulan ilk ev olan Kâbe’yi kalbimizin hizasına alarak onun
etrafında yedi defa dönmektir. Tavaf, hayatımızı Rabbimizin koyduğu ölçülere
göre tanzim etme bilincini gönüllerimize nakşeder. Renkleri, dilleri ve ırkları
farklı, gaye ve idealleri bir olan müminlerin; bir binanın tuğlaları gibi birbirlerine omuz vermeleri gerektiğini söyler.
Tavaftan sonra müminleri sa’y beklemektedir. Sa’y;
bir arayıştır, bir çabadır. Sa’y, Hâcer validemizin biricik evladı İsmâil’in
susuzluğunu gidermek için gösterdiği gayretten ilham alarak, çocuklarımız ve
gençlerimizin huzur ve felahı için koşturmamız gerektiğini bize hatırlatır. Bugün, çocuklarımızı tehdit eden tehlikeler, küçüklüğünde Hz. İsmâil’i
tehdit eden susuzluktan daha önemsiz ve daha basit değildir. Zira
çocuklarımız ve gençlerimiz Allah’tan, ahiret
bilincinden, peygamberden, kitaptan, imandan, ahlaktan mahrum kalırlarsa; Hz. İsmâil’in
yaşayabileceği akıbetten daha büyük zorluklarla karşılaşacakları bir
hakikattir.
Aziz
Müslümanlar!
Hutbemin sonunda iki hususu sizlerle paylaşmak
istiyorum. İlki, bayram sebebiyle birçok kardeşimiz yola çıkacak. Bayram
sevincini hüzne dönüştürmemek için yolculuk boyunca sabırlı, anlayışlı ve
dikkatli olalım. Birbirimizin hak ve hukukuna saygı gösterelim. Kendimizi,
ailemizi ve diğer insanları tehlikeye atacak yanlış davranışlardan kaçınalım. Bir diğer husus ise yarın sabah namazıyla başlayıp bayramın
dördüncü günü ikindi namazıyla sona erecek olan teşrik tekbirlerini farz
namazlarından sonra getirmeyi unutmayalım.
Duaların
makbul olduğu bu mübarek günlerde Kurban bayramının aziz milletimize, İslam âlemine
ve bütün insanlığa hayırlı olmasını, Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere
dünyanın bütün mazlum ve mağdurlarının huzur ve kurtuluşa ermesini Yüce Rabbimden
niyaz ediyorum.
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
كَمَا بَدَاَكُمْ تَعُودُونَۜ...
"...Nasıl sizi ilk defa O yaratmışsa, yine O’na döneceksiniz.”
A'râf,29. Ayet
KURBAN: RABBİMİZE VE KARDEŞLERİMİZE YAKINLAŞMANIN VESİLESİ
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Biz her ümmete kurban kesmeyi meşru
kıldık ki kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine Allah’ın
adını ansınlar…”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Âdemoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir
iş yapmamıştır…”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın en büyük nişanelerinden biri olan kurban ibadetini
eda etmemize sayılı günler kaldı. Cenâb-ı Hak sağlık, sıhhat ve afiyetle Kurban
Bayramı’na ulaşmayı hepimize nasip eylesin.
Kurban, dinen zengin
sayılan bir Müslüman’ın bayram günlerinde, kurban edilme şartlarını taşıyan
hayvanları Allah rızası için kesmesidir. Kurban, Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız
nimetlere karşı şükrümüzün ifadesidir. Allah’a kul olmanın, O’na yaklaşmanın,
O’nun emirlerine itaat etmenin gayretidir. Kurban, Allah’a
duyduğumuz muhabbetin diğer bütün sevgilerin üstünde olduğunun göstergesidir.
Dünya hayatında sahip olduğumuz her şeyi Allah yolunda feda edebileceğimizin
simgesidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kurban ibadeti, bir hayvanı kesmekten, onun etinden istifade etmekten çok daha derin anlamlar taşımaktadır.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de
لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ
“Kurbanların
ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşacak olan sadece sizin
takvanızdır.”[iii] buyrulmaktadır. Bizler, kurban
kesmekle takvayı kuşanır; Rabbimizin emrini yerine getirmenin, sevgisine mazhar
olmanın, rızasına kavuşmanın huzuruna ereriz. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
sünnetini ihya eder; muhtaç ve mazlumların hanelerine, gönüllerine ve
sofralarına muhabbet taşımanın hazzını tadarız. İyiliğin kapısını aralar;
yetimlerin, öksüzlerin ve kimsesizlerin dualarında yer almanın mutluluğunu
yaşarız.
Değerli Müminler!
Yüce dinimiz İslam’a göre kurban ibadetinde asıl olan müminin kurbanını
kendi kesmesidir. Kurban etlerini ailesi, akrabaları, komşuları ve ihtiyaç
sahipleriyle paylaşmasıdır. Unutmayalım ki, kurban kesmeyip bedelini sadaka
olarak vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz.
Küçükbaş hayvan bir kişi tarafından, büyükbaş hayvan ise en fazla yedi
kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir. Dolayısıyla bir hisseye birden fazla
kişinin ortak olması da caiz değildir; farklı kurbanların etlerinin birbirine
karıştırılıp hisse sahiplerine verilmesi de caiz değildir. Kurban, et alım
satımı gibi görülmemelidir. Kurban ibadetinin sıhhati açısından bu tür yanlış
uygulamalara asla itibar edilmemelidir.
Bir diğer husus ise; bulunduğu yerde kurbanını kesme imkânı bulamayanlar
veya birden fazla kurban kesmek isteyenler, vekâlet yoluyla kurban
kestirebilirler.
Aziz Müslümanlar!
İhtiyaç sahibi
kardeşlerimize kurban etini ikram etmek için gayret gösteren pek çok gönüllü
teşekkül gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da ibadet ve emanet bilinciyle
‘Vekâletle Kurban Kesim Organizasyonu’ gerçekleştirmektedir. ‘Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş’ şiarıyla bu yıl da başta depremden
etkilenen iller olmak üzere ülkemizin dört bir yanındaki kardeşlerimize kurban
emanetlerinizi güvenle ulaştıracağız. Dünyanın pek çok bölgesinde mazlum,
mağdur ve muhtaçlara yardımsever milletimizin iyilik elini uzatacağız. Acıları,
zulümleri, gözyaşları ve hüzünleri el birliğiyle sevince dönüştüreceğiz.
Kimsesizlerin kimsesi olacak, mahzun yüzleri birlikte güldüreceğiz inşallah. Bu vesileyle sizleri; din
görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet
sitesi aracılığıyla bu iyilik ve hayır kervanına katılmaya davet ediyorum.
Yüce
Rabbim kurbanlarımızı dergâhında kabul buyursun. Gazzeli kardeşlerimizin
sevinç, huzur ve güven içinde bayram sabahına ulaşmalarını ihsan eylesin. Hafta
sonu imtihana girecek olan bütün gençlerimize zihin açıklığı ve başarılar
diliyorum. Cenâb-ı Hak, gençlerimizin vatanımıza, milletimize ve insanlığa
hayırlı ve faydalı nesiller olarak yetişmelerini nasip etsin.